Taraf Tutuyorum

Tarafsız değilim ve yargılıyorum. Çünkü düşünüyorum ve bana yakın olanı seçiyorum. Doğanın tarafını tutuyorum. Yeryüzünün en derinlerinden, gökyüzünün en yükseklerine kadar herşeyi kendine katarak bana hayat veren ağacın, toprağın görünmeyen yerlerinde beni yaşatmak için güneşten uzak günlerce yetişen patatesin ve havucun tarafını tutuyorum.

Milyonlarca yıl sonra bambaşka galaksilerden bakteri olarak gelip evrilerek bugün gözümün içine bakıp yanımda sadece oturmaktan keyif alan köpeğimin tarafını tutuyorum. Doğanın bana verdiği bu dostun tarafını tutuyorum.

Denizlerin tarafını tutuyorum. Serin rüzgarlar estiren açık denizlerin, sağı solu olmayan ummanların tarafını tutuyorum. Yaşamam için gereken bütün bolluğu, ekolojik dengeyi koruyan, akıntılarıyla iklimleri dengeleyen, haşmetinde ve kızgınlığında bile benim hayrıma çalışan denizlerin tarafını tutuyorum.

Rüzgarların tarafını tutuyorum. Her esişlerinde bana nefes veren, yağmurları getiren, rüzgarların tarafını tutuyorum.

Rüzgarların getirdiği kahve kokusundan ilham alarak şiirler yazanların tarafını tutuyorum. Kahvelerinin fotograflarından sergiler açanların taraflarını tutuyorum. Onu görsele estetiğe çevirip dünyaya güzellik getirenlerin tarafını tutuyorum.

Beni mutlu eden rengarenk çiçeklerin tarafını tutuyorum. Güzel kokuları bana öğrettikleri için, yitip gitmiş bedenlerin doğaya nasıl döndüğünü göstermek için, küçücük bir tohumdan o kadar neşeli çıktıkları için, arılara bal yaptırdıkları için ve kelebeklere ev oldukları için çiçeklerin tarafını tutuyorum.

Güneşin tarafını tutuyorum. Bu sistemde bana ışık ve ısı olduğu için. Batımında bana şiirler yazdırdığı, doğumunda kuşların cıvıldamasına martıların uyanmasına neden olduğu için.

Dağların tarafını tutuyorum. Çünkü benim limitlerimi zorluyorlar. Ve çünkü Dünya'nın küçücük bir yer olduğunu anlamamı sağlıyorlar.

Haşmetinde hiçbir hayır olmayanları yargılıyorum. Benim hayrıma, daha güzel yaşamama sebep olmak için yükselip alçalmayanları yargılıyorum.

Milyonlarca yıllık evrimi beni daha iyi yaşatmak için değil beni öldürmek için geçirmiş olanları yargılıyorum.

Tenimin rengini beğenmeyenleri yargılıyorum. Ben rengarenk açan bir çiçekken üzerime basıp geçeni yargılıyorum. Ben yaşamın ve varoluşun, döngünün gerçek bir kanıtı iken, benim varoluş amacımı görmezden gelerek, beni kökümden koparanı yargılıyorum.

Yargıladıklarımı böyle düşündüren, toprağın içine gömülü kalmış ve hiçbir faydası olmayan beyinleri yargılıyorum. İnsanların her türlü nimetten, yeryüzünün derinliklerinden gökyüzünün sınırlarına kadar herşeyi toplayarak topraklara kök salıp yükselmesine engel olanları, onları korkutanları, sömürenleri, baskı yapanları, vicdanlarını alarak yerine acımasızlığı koyanları yargılıyorum.

İlimi, bilimi, eğitimi alıp, yerine silahları, beyin yıkayıcıları koyanları, doğal akışı bozanları, beni nefessiz bırakanları yargılıyorum.

Bana bir tane elma ve elma ağacının gölgesi yeterken, daha fazlasına ihtiyacım olduğunu düşündüren sistemi yargılıyorum. Pazarı, ekonomiyi onu besleyen politikayı, onun doğduğu şehirleri, aristokratları, ve asilleri yargılıyorum.

Hümanizmin tarafını tutuyorum. Doğanın tarafını tutuyorum. Bilimin beyin uyuşturan tarafını yargılıyor, çareler üreten tarafını tutuyorum. Beni mahfeden ve yücelten şeyleri ayırabilecek kapasite verdiği için, beni yücelten gökselliklerin ve yerselliklerin tarafını tutuyorum. Barış içinde yaşamış kadim milletilerin tarafını tutuyorum. Öğretilerini bir sır gibi saklayanları, yakanları yok edenleri yargılıyorum.

Özgürlüğünü hiç kimseye ve hiçbir şeye zarar vermeden, tek bir canlıyı dahi üzmeden yaşayanların tarafını tutuyorum. Özgürlük ve eşitlik adı altında, kafasına eseni yaparken neyin zarar göreceğini umursamayanları yargılıyorum.

Kitaplar için kesilen ağacın tarafını tutuyorum. Saraylar ve konutlar için ağaçları kesenleri yargılıyorum.

Ben 21. yüzyılda yaşayan şehirli insanım. Suya sabuna dokunuyor ve güzel yaşamak için dengede kalmak için düşünüyorum. Teknolojiyi, düşüncemi paylaşmak için kullanıyorum, onu öldürmek, düşünen hücrelerimi uyuşturmak için değil. Gerekirse o elma ağacının altının bana yeteceği güne kendimi hazırlıyorum. Bu sırada, tarafımı belli ediyorum. Yargıladıklarımı gün yüzüne çıkarıyorum. Bir inancım var ve bunu kimseye dayatmıyorum. Ve düşüncem, beni daha fazla düşünmekten alıkoymadığı için, mutluyum.

Uyum içinde yaşayan evrenin bir parçası olmanın tarafını tutuyorum. Ne kadar ufak bir parçası olduğumuzu göremeyenleri yargılıyorum. Aynı ufaklıktayken üstünlük durumunun söz konusu bile olamayacağını düşünenlerin tarafını tutuyorum. Aynı ufaklıktayken üstün olduğunu düşünenleri yargılıyorum.

Hayal kuranların tarafını tutuyorum. Hayalperestlerin hayallerini ellerinden alanları yargılıyorum.

Bilinç seviyesi yüksek ve sadece saf sevgi için hayatını adamış inançlıların tarafını tutuyorum. Hazinesini geliştirdikçe sonsuz yaşayacağı yanılgısına kapılmış ve bunu inanç adını verdikleri şeyle paketlemiş sığ kişileri yargılıyorum.

Sevgi dağıtanın tarafını tutuyorum. Onu parayla satanları yargılıyorum.

Güvenin, korkusuzluğun tarafını tutuyorum. Tarafımı sonsuz merak duygusu, ve daha çok tarafıma alacağım şeyi arayıp bulmaktan yana seçiyorum.

Yargıladıklarımı irdelemeden infaz etmemeyi seçiyorum. Herşeyin bir "neden"den geldiğini bilen bilgelerin tarafını tutuyorum. Onu araştıran, yayan, düşündüren bilgelerin...

Tarafsızların tarafsız kalmasının neredeyse imkansız olduğunu biliyor, onların dinle, parayla, altınla, petrolle, cennetle, sahte mutluluklarla, materyaller ve uyuşturucularla, güçle, savaş ve sonunda kazanma vaadleriyle bir orduya dönüştüklerini gördüğümden beri, rüzgarların gidenlerin değil, kalanların çığlıklarını bana taşıdığından beri... taraf tutuyorum...

Çocuklarıma ve dünyaya, savaşla değil barışla kazanılmış bir gelecek bırakmanın tarafını tutuyorum.

Doğan güneşlerin tarafını tutuyorum, sönen hayatların değil...
Bugün yas tutuyorum onlar için... Yarın tarafımdan yeniden başlıyorum... Tarafızlara, gönülsüzlere inat...

Suruç katliamına ithafen
Kalanlarımıza sabır, geleceğimize ışık dileklerimle...
Çocuklar hep gün doğumunu izlesinler diye...







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mimoza Mevsiminde Mimozalı Kadın

Yüzde Yüz Zomato