Aranan ilham Delamar'la geldi



DELAMAR  ®

Damağınızda Hoş Bir Tat Bırakan Herşey

Ruhunuza Serilmiş Altın Tozlarına Benzer



Dakikalar ve bazen saatler boyu süren bir hazlar senfonisidir yemek yapmak da yemek de. Günümüze bir "kültür" olarak ulaşan yeme-içme olgusu, üzerinde yaşadığımız dünyayı asırlardır turlasa da yorulmak bilmiyor. Akımlar birbirinden etkilenmeye devam ediyor, mutfaklar sokağa taşıyor, taşınıyor. 
İnsanoğlu çağlar boyu doğanın tüm mucizelerinden bereketinden ve zenginliğinden, efsaneleriyle birlikte her alanda olduğu kadar kaynayan kazanda da faydalandılar. Şimdi sofrada karşımıza çıkan her sürpriz, bedenlerimizde bayram şenlikleriyle karşılanmaya devam ediyor. 

Yeni tatlar, yeni kaynaklar, yeni lezzetler birbiri ardına her gün yeniden keşfediliyor. Tamar'la birlikte ben de bu keşif dolu yolculuğa azıcık ucundan da olsa başlamış olmanın tatlı sarhoşluğunu yaşıyoruz.

Herkesin gözünün ve damağının her ortamda aradığı bir olmazsa olmazı var elbette. Bizimkisi ise zeytinyağı.
Geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanan ve bir çok efsanenin kaynağı olan zeytin ağacının bu mucizesini, İlyada ve Odysseia destanlarının yaratıcısı Antik Yunanlı filozof/ozan Homeros "sıvı altın" olarak adlandırmıştır. 
Her sohbetimizde her konuda boyumuz kadar felsefeye değinmeden edemeyen iki dost olarak, zeytin ağacının yetiştirilmesini bir bilim olarak nitelendiren Aristotales'in, zeytin ağacının korunması için ilk kanunları yapan Solon'un, zeytinyağını şifa verici olarak tavsiye eden Hippocrates'in gölgelerinde saygıyla eğiliyor, bugün zeytin ve zeytinyağı üretmeye devam eden, onları soframıza ulaştıran tüm üreticileri de sevgiyle selamlıyoruz.
Şimdi "Bişeyden çok bahsedersen olur, benzer benzeri çeker" teorilerini onarcasına şans tesadüfleri gümüş tepside en şık ikramını yapar gibi sunmaya başladı. Dün gece Tamar elinde bir minik şişe zeytinyağıyla bitiverdi kapımda. Yeni birşey denemenin merakı ve heyecanıyla hemen küçük bir kaseye boşalttığımız zeytinyağının tadına bakar bakmaz gözlerimiz kesişti. Kafamızdan sunumu ve kullanımı ile ilgili düşüncelerin kovalamaca oynamaya başladıkları belliydi. Gereken ilhamı almıştık. Tadım şişesini elime aldım, genzimde kalan notasını hafızama kaydederken bir yandan da şişenin üzerindeki etiketi gördüm. Delamar bize bir alternatiften ziyade bir öncelik olması gerektiğini kanıtlamakla kalmadı, "ben sana demiştim" dercesine göz de kırptı. 


Şimdi ilk fırsatta salatadan soğuk mezesine, sek ikramından sıcak yemekte kullanımına kadar Delamar'ı tüketmeye başlamak için sabırsızlandığımı gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. Takıntılı derecede Ege ve Ege'yle ilgili herşeyle çok ilgili olduğumdan Delamar'ın Gemlik'te üretilmiş olması da beni ayrıca çok mutlu etti. 

Çok yakın bir zamanda edinmeniz ve yorumlarınızı paylaşmanız dileğiyle..
İyi tadımlar dileriz
DELAMAR  ®

Nadin & Tamar     

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mimoza Mevsiminde Mimozalı Kadın

Yüzde Yüz Zomato