Biz 72 Buçuk Milletin Buçuğuyuz




Dün Nadin’le beraber İstiklal Caddesi'nde turist edasıyla yürüyüp fotoğraf çekerken bi mola verelim dedik ve Midpoint’te manzaraya karşı muhteşem bir menüyle kendimizi ödüllendirdik!
Daha sonra dostumuz Mert Karuk arayıp , Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda konser olduğunu ve konserin genel sanat yönetmenliği ve şefliğini dayısı Orhan Şallıel’in yaptığını söyleyince dayanamadık… Nadin saatlerce uykusuz kalma pahasına blogu en güzel şekilde sizlere sunmaya çalıştığından dolayı biraz yorgun düşüp katılamayacağından bu eşsiz deneyimi yaşamak bana kaldı…

Konser alanına ilk gittiğimde ucu bucağı görünmeyen kuyrukları görünce biran geri dönmeyi düşünmedim değil hani =)
Sonra kapılar açılıp yerime oturunca anladım kalabalığın ne derecede olduğunu… Açıkhava tam kapasite dolmuştu.  Ayrıca yurtdışından birçok misafir de vardı…
“World Gypsy Society” de Beyoğlu Belediyesiyle ortak çalışarak düzenlemişti konseri.
Derken “Istanbul Strings” yerini aldı muhteşem bir giriş yaptılar. Klasik müzik olarak devam edeceğini düşündüğüm parçaya darbuka ve teflerle öyle bir etki yaptılar ki yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım…
Muhteşem bir uyum eşliğinde tamamladılar parçayı… Şaşkınlığım kısa sürdü neyse ki…
Gecenin sunuculuğunu yapan Okan Karacan tek tek tanıttı sanatçıları…
İlk önce Türkiye’nin ve dünyanın tek kaşık virtüözü olan Kaşık Mustafa çıktı sahneye ve binlerce kişi eşliğinde çaldı, söyledi ve en sonunda da kırdı kaşıklarını…
Sonra sırasıyla…
Ahırkapı Roman orkestrası
Ahmet Özden Lüleburgaz Davul Zurna
Keman virtüözü Nedim Nalbandoğlu
Rumeli band
Gayda Istanbul
Volkan Çanakkaleli ve Ritim Grubu
Keman virtüözü Hasan Yarımdünya ve Turay Dinleyen
Klarnet virtüözü Serkan Çağrı – itiraf etmeliyim ki kendisini ilk kez canlı olarak izledim ve gerçekten performansına hayran kaldım –
Ve en sonunda da Kibariye…

Konseri izlerken aslında romanların müziğe ve dansa ne kadar yetenekli olduklarını bir kez daha anladım..
Ama kulaklarına gelen melodi onları dansa davet etmediği sürece dans etmediler!
Her şarkı arasında “Kibariye” sesleriyle konser alanını inletseler de çıkan bütün grup ve virtüözleri alkışsız bırakmadılar. Özellikle Serkan Çağrı çıktığında dans edenleri görmeliydiniz. “Biz 72 buçuk milletin buçuğuyuz ve kendimizle barışığız” diyen solisti ayakta alkışladılar. Hatta arkamdaki bayan “Eralde be anam varmı bizden mutlusu” deyip gizlice getirdiği vodkasını içmeye devam etti…
Gelenler blok blok bölünmüşlerdi Hacıhüsrev, Kuştepe, Kasımpaşa, Dolapdere,Sulukule…
Ama eğlenmeleri, hep birden şarkılara eşlik etmeleri birdi…
Kadınlar ve genç kızlar çoğunlukla gelmişken erkekler evde kalmayı tercih etmişlerdi.
İşte tam da bu aşamada, oturduğum konum nedeniyle kendimi şanslı hissettim açıkçası.
Arkamda bulunan bir grup roman Hacıhüsrev’den kendilerinin deyimiyle “Bizim Beyoğlumuz”dan gelmişlerdi…
Sevdikleri melodi çalınca aniden yerlerinden fırlayıp başladılar dansa… Kimisi sevdiğini aradı dinletmek için, kimisi eşini aradı “küfretmek” için =)

Önümüzdeki sene yapılacak konsere de gitmeyi planlıyorum, şarkılar için değil oraya gelenlerin sadece dans ederek mutlu insanlara dönüştüğünü görmek için. Güzel bir akşamdı benim için.
Dostum Mert Karuk’a tekrar teşekkürler…


Tamar Bal

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mimoza Mevsiminde Mimozalı Kadın

Yüzde Yüz Zomato