Derya Misal Neverd


Bugünün Türkçe'siyle anlaşılmaz olan bir başlıktan sonra anlaşılır ruh halim var sırada. Deniz misali gezgin olmak deyimini söyle bir düşünesim var uzun uzun geçirdiğim şahane bir pazar sonrasında... Fonda bir Astor Piazzola çalıyor ufaktan, yetmiyor yükseltiyorum sesini. Vuelvo Al Sur (Güneye Dönüyorum).



Sıcak rüzgarların estiği sahillerden geldiğim hissi beni ömür boyunca takip edecek gibi, deniz olmayınca ben de olmayacakmışım gibi seviyorum denizi. Ne şanslıyım ki, ben de denize hasret olmadığım bir şehirde yaşıyorum; İstanbul... Beni dünyanın en bilindik denizlerine bağlıyor her taraftan. Uzaktan bakınca güvenli liman.
Rüzgarlarla taşınan aşk kokuları, bahar kokuları çalınıyor inceden burnuma. Aşık oluyorum tekrar ve tekrar, lodosa, poyraza, güneşe, göçlere... Özüme...


Gözlerim kapanıyor güneş batarken şimdi de. Kılçık'la süzülüyorum İstanbul'a doğru. Denizci dostlarımın kahkahaları martı seslerine karışıyor. Hem buradayım hem değilim. Rüyada mıyım neyim?

 Keyfli bir sohbetin öncesinde biraz soru  biriktiriyorum kafamda galiba, emin değilim. Deniz üzerinde evinde hissetmek, bunca aradan sonra, adayı özlemek ve şehre uzaktan bakmak ne huzurlu...

Piri Reis elime bir pusula tutuşturuyor: "Ben yaptım, sen de yap" diyor.


Uyanıyorum. Saro'yu, Kılçık'ı, Maresail'i daha yakından tanıyorum. Ne kadar da iyi yapıyorum...


Nadin Nerjan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mimoza Mevsiminde Mimozalı Kadın

Yüzde Yüz Zomato