Let Me Be Who I Was Born To Be


Boş bir kağıt tomarıydı Shakespeare onları Hamlet ile bütünleştirmeden önce. Yine bomboştu sahne oyun sergilenmeden önce. Boş sayfalara yazıldı en ünlü besteler, şiirler... Fikirlerle ve cesaretle ve coşkuyla ve elbette delilikle hayat buldular ustalarının ellerinde. 

Biz ve siz'lerle yormayayım seni. Kendimden anlatayım, kalbimden aktarayım bu yazıyı sana. Seninle benim aramda kalsın. Yüreğimdeki koca koca boşluklardan yakındım bütün bir sene. Sonra yeni sene geledururken, bir anda uyandım. Yumuşak geçiş, hafif bir uyanış değildi. Apaçık net bir an. Gereksiz yakınışlarımı, bütün birikimime kulaklarımı tıkadığımı farkettiğimde gördüm. Kaygı, endişe ve korkularla örülü bir birikimi ne kadar arkalara itsem kar etmişim gibi. Gel gör ki, ben içini boşalttıkça anlamların, hepsi tıka basa "ilerleyelim" sesleri yükselen otobüsün içindeki yolcular gibi. Tek fark, "inecek var" diyen yok. Sürekli bir yük alımı, sürekli bir ilerleme hakim. Boşluklar ne kadar kıymetliymiş meğer... İstifler ne zararlı, belki de, ne büyük aç gözlülük... Bir gün lazım olur diye atmadıklarımın anlamsız ağırlıkları. 

Adettendir eksik tamamlamak eski sene bitmeden. Günlüğümün son sayfalarına güzel bir veda yazdım ben de. Hep merak ettim bir yenisi olacak mı diye, hep oldu. Şimdi yine merak ediyorum. Ama o eski defteri kapattığımı artık biliyorum. Olursa da "yeni bir defter" açmak gerekecek boş sayfalarla dolu. Ve yine ben dolduracağım onu. Ne mutlu...

O zaman boş sayfalar olsun önümde. Boş kutular gelsin yeni senede. Ben doldurayım istiyorum onları hediyelerle. Boş bir sofrayı donatabildiğim gibi, boş bir evi yuva yapabildiğim gibi, hiçliklerden köşeler yaratabildiğim gibi, boşluklar istiyorum. Ama bu sefer kıymetini bilerek doldurmak adına istiyorum, o boşluktan yakınmanın zaman kaybı olduğunu anladığımdan beri...

Tıka basa dolmuş alanları da boşaltmak gerek belki. Hatta belki yeni işler çıktıkça elimden, onlar kendiliğinden dökülecek. Kendileri anlayacaklar bu benlikte artık onlara ihtiyaç olmadığını. O halde biraz sırt çevirmek, biraz görmezden gelmek gerek. 

Bir köşem olsun bu sene. Boş bir köşe. Bir masa, bir sandalye yeter yazmak, okumak, araştırmak ve ilham almak için. Ama ben durmam yerimde biliyorum. Orası çiçeklenir güzelleşir yine. Yastıklar ve kitaplarla şenlenir. Çünkü içimden gelir. 

Boş bir kağıt tomarıydı Shakespeare onları Hamlet ile bütünleştirmeden önce. Yine bomboştu sahne oyun sergilenmeden önce. Boş sayfalara yazıldı en ünlü besteler, şiirler... Fikirlerle ve cesaretle ve coşkuyla ve elbette delilikle hayat buldular ustalarının ellerinde. 

O halde sevgili yeni sene... Boşlukları birlikte dolduracağız seninle. "Kim olmaya doğduğumu" bulacağız el ele... Ben de böylece hayat bulacağım ellerinde. 




Hazırım gel...

Nadin Nerjan


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mimoza Mevsiminde Mimozalı Kadın

Yüzde Yüz Zomato